Yaşanılan olumsuz durumlar bireyde kalp kırıklığı bırakabilir. Durumun şiddetine bağlı olarak epey acı verici olabilen bu sürecin ardında ekseriyetle ruhsal ya da zihinsel faktörler olduğu düşünülür. Lakin yapılan araştırmalar, kalp kırıklığı acısının fizyolojik nedenlerini de ortaya çıkardı.
KALP KIRIKLIĞI NEDEN ACI VERİR? İŞTE, ARDINDAKİ BİLİM
Kalp kırıklığı sonrasında bedeninizde fizikî bir acı hissedebilirsiniz. Bu durum ruhsal olmasının ötesinde, tıpkı vakitte fizikî bir gerçekliğe de dayanıyor. Live Science’nin haberine nazaran; kelam konusu acının semptomları yalnızca zihinde değil.
Kalp kırıklığına sebep olan olumsuz durum yaşandığında, bedenin hormonal istikrarında dengesizlik meydana gelir. Oksitosin ve dopamin düzeyleri düşerken stresten sorumlu hormonlardan biri olan kortizol seviyesi artar.
FİZİKSEL RAHATSIZLIKLARA YOL AÇAR
Live Science’ye konuşan Dr. Deborah Lee, kortizol düzeyindeki artışın yüksek tansiyon, kilo alımı, sivilce ve dert üzere rahatsızlıklara yol açabileceğini söyledi.
Sevilen birinden ayrılmak üzere sosyal reddedilme hadiseleri, beynin fizikî acıyla bağlantılı kısımlarını harekete geçirir. Yapılan bilimsel çalışmalarda kalp kırıklığının nörobiyolojik etkileri kanıtlanmıştır.
SİNİRSEL SİSTEMLERİ AKTİVE EDİYOR
Birbirini destekleyen sempatik ve parasempatik hudut sistemleri kalp kırıklığı esnasında aktive olabiliyor. Bu yollara cevap veren beyin ve kalp, karışık bildiriler aldığı için başı karışıyor ve aktivasyon süreci bozuluyor.
KIRIK KALP SENDROMU OLABİLİR
Kırık kalp sendromu, olumsuz his ve durumlar karşısında yaşanan kalp rahatsızlığıdır. Ekseriyetle süreksiz olan bu durum sıklıkla kalp krizi ile karıştırılabiliyor. Kalpte acı hissinin uyuşması, göğüs ağrısı ve nefes darlığı halinde kendini gösterebiliyor.
KIRIK KALPLER NASIL DÜZGÜNLEŞİR?
Kalp kırıklığı için çoklukla hayat üslubunda değişiklik yapmak önerilir. Yaşadığının acının şiddetine nazaran doktor tarafından ilaç tedavisi de uygulanabilir.
Bunun yanı sıra gerilim idaresi, acıyla başa çıkma, yas tutma, his durumu düzenlemeleri üzere ruhsal tedavilerle de düzgünleşme gerçekleşebilir. Kişinin tek başına başa çıkamadığı durumlarda ruhsal takviye alması ya da terapötik tedavi önerilir.